soluk

soluk
-ğu is.
1. 呼吸, 呼气: \soluk borusu 解́ 气管 \soluk darlığı 呼吸困难, 哮喘 \soluk deliği 动́ (昆虫、蜘蛛等的)气门
2. 有个性、有特点的人或物
◇ \soluk aldırmamak 不让停歇, 不停地催促, 不让喘息: Dur biraz dileneyim, yok soluk aldırmamak niyetinde isen buna gelemem. 等等!让我歇会儿!你要是不想让我喘口气, 那可不行。Usta, işçileri soluk aldırmadan çalıştırdı. 领班催促工人们干活儿, 一会儿也不让他们休息。\soluk alıp vermek 呼吸 \soluk almak 1) 吸气: suni \soluk almak 人工呼吸 2) 休息, 歇息 \soluk kesici 令人喘不过气来的, 令人感到激动或害怕的 \soluk kesmek 令人喘不过气来, 令人感到激动或害怕 \soluk \soluka 气喘吁吁, 上气不接下气: Soluk soluğa yere çöktü. 他气喘吁吁地坐在地上。\soluk tutmak 屏气, 屏住呼吸 \soluk vermden 1) 不喘气地 2) 不停地, 不间断地 \soluk vermek 呼气 -de \soluku almak 争分夺秒地赶到某地: Papelleri uçlanınca soluğu kırmızı fenerde alıyor. 你一给他几个钱, 他就去逛窑子了。\soluku dar almak 勉强逃脱 \soluku kesilmek 喘不过气来: Soluğu kesilmişti. 他喘不过气来了。\soluku kesilmiş bir çöl 荒凉的沙漠 \soluku tıkanmak 喘不过气来: Soluğum tıkandı. 我喘不过气来了。\solukunu toparlamak 喘过气来, 歇一口气, 喘一口气
II
-ğu s.
1. 苍白的, 无血色的: \soluk benizli (或 yüzlü) 脸色苍白的 \soluk bir çiçek 枯萎了的花 \soluk dudaklar 毫无血色的双唇
2. 暗淡的, 微弱的: Bahçeye, kafeslerden elenen soluk bir ışık vurmuş. 灯笼里发出的暗淡的灯光照着花园。
3. 褪了色的: \soluk kumaş 褪了色的布

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • Soluk — Soluk,   Sortenbezeichnung im Anbau von Orienttabak außerhalb der Türkei …   Universal-Lexikon

  • soluk — sòluk m <N mn uci> DEFINICIJA reg. ekspr. dah, dašak ETIMOLOGIJA tur …   Hrvatski jezični portal

  • soluk — 1. is., ğu 1) Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. R. N. Güntekin 2) Ciğerlere hava alıp verme 3) mec. Tarz Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soluk soluğa — zf. Koşmaktan güçlükle soluk alarak, sık sık soluyarak, yorgun, bitkin veya telaşla, nefes nefese Soluk soluğa gelmişti; mühim bir haber getirmişti, belli. E. E. Talu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soluk almak — 1) havayı ciğerlere çekmek, nefes almak Soluk aldığı bile hissedilmiyor. R. N. Güntekin 2) dinlenmek Hem biraz soluk alırım hem de adamcağızın gönlünü almış olurum. S. M. Alus …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soluk almadan — zf. 1) Heyecanla Kendisini soluk almadan dinleyen sınıfın karşısında, talebesinden birini ayağa kaldırmış, konuşuyordu. Y. Z. Ortaç 2) Durmaksızın, sürekli …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soluk benizlilik — is., ği Soluk benizli olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soluk darlığı — is. Soluk alamaz duruma gelme, nefes darlığı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • soluk soluğa kalmak — nefes alamayacak duruma gelmek, çok yorulmak Çıkrıkçılar yokuşunu bir sincap çevikliğiyle tırmanır ve yokuşun üst başında soluk soluğa kalırdı. Y. K. Karaosmanoğlu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şölük — (Kürdəmir) pinti, səliqəsiz …   Azərbaycan dilinin dialektoloji lüğəti

  • soluk — balon …   Beypazari ağzindan sözcükler

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”